Menu
Afrika / Mısır

Mısır’da 5 yıldızlı otelde bedava kalmak

Başlangıç

Olayı biraz açıklamak gerekirse, 2021’in başlarında, Kapadokya bölgesindeki oteller için bazı amatör video tanıtımları yaptıktan sonra Türkiye’den yeni dönmüştüm. Bu videolarda coğunluklu olarak GoPro ve bazı drone çekimleri kullanılmıştı. Mısır seyahatimi organize ederken aklıma tuhaf bir fikir geldi. Bu Video işini Mısır’ın Hurgada kentindeki tüm otellere ücretsiz konaklama karşılığında sunsam acaba olumlu cevap alırmıyım? Birkaç popüler seyahat blog yazarının bunu yaptığını görmüştüm, ancak onların sahip olduğu görünürlüğün yakınında bile değildim (ve hala değilim). Ama kaybedecek bir şeyim yoktu, bu yüzden denedim.

Sadece birinden iyi bir yanıt almayı umarak Hurgada’daki hemen hemen her 4-5 yıldızlı otele instagram dm’leri ve e-postalar gönderdim. “Üzgünüz, işbirliği yapmıyoruz” gibi birkaç ret cevabından sonra (hatta bazıları bahane olarak covid’den bahsetti), bir otel ücretsiz kalmama izin verdi. Çok sevindim çünkü hem çok para tasarruf edecektim hem de yabancı bir yerde yeni bir deneyim yaşayacaktım.

Hurgada’da ilk gece

Mısır’a gideceğim gün gelmişti. Almanya’dan uçağa bindim ve İstanbul’da kısa bir aktarma sonra gece yarısı Hurgada’ya indim. O saatte otobüs bulunmadığı için havaalanından otele taksiyle gittim. Bu bana yaklaşık 20 USD’ye mal oldu ama bu hiç önemli değildi çünkü bedavaya beş yıldızlı bir deneyim bekliyordum. Fakat her şey beklediğimden biraz daha farklı gelişti.

Gece vakti odamın manzarası

Otele yorgun ve check-in yapmaya hevesli bir şekilde vardım. Rezervasyonum olup olmadığı soruldu ve personele Instagram’da biriyle promosyon hakkında konuştuğumu söyledim. Birkaç telefon görüşmesi yaptılar ve uzun bir bekleyişten sonra odama yönlendirildim. İnternet talep ettiğimde bana bir günlük geçiş kartı verdiler. Bu talihsiz bir durumdu çünkü birkaç gün kalmayı ve çevrimiçi çalışmayı planlıyordum. Üstelik otel müdürünün sabah 9’da benimle görüşmek istediği söylendi. Sonuç olarak ilk günümde pek dinlenemedim. Alarmımı kurdum ve bıraz huzursuz ama bu fırsat için mutlu bir şekilde yattım. Bu arada, odam harikaydı ve tek bir kişi için çok büyüktü.

Müdür ile toplantı

Hayırlı sabahlar

Ertesi sabah uyandım ve toplantı için hazırlandım. Beş yıldızlı bir tatil köyündeydim, otel yönetimiyle bir film projesi hakkında toplantı yapıyordum ve yanımda sadece GoPro’m vardıö tuhaf bir durum. Mısır’da drone uçmaya izin verilmiyor, bu yüzden onu bile getiremedim. Her neyse, aşağıya indim ve resepsiyonda müdürü sordum. Beni ofisine yönlendirdiler, orada birkaç adam bir şeyler tartışıyordu. Her şey Arapça olduğu için açıkçası hiçbir şey anlamadım. Bir kenara oturdum ve hemen çay ikram edildi. Sonra herkes gitti, sadece ben ve müdür Namazi Bey kaldık.

Bay Namazi’nin ofisi

Namazi Bey

İlk başta birbirimizi tanımak için biraz konuştuk. Meğer İstanbul’u daha önce ziyaret etmiş. Türkiye’de MADO’daki dondurmayı ne kadar beğendiğinden bahsetti :). Daha sonra projeyi konuştuk ve otelin sosyal medya hesabından sorumlu kişinin sahibinin kızı olduğu ortaya çıktı. Bana otelin bazı videolarını çekmem ve elimden gelenin en iyisini yapmam denildi. Ayrıca personel bana fotoğraf çekebileceğim odaları işaret edeceğini iletti. İşten sonra etrafta dolaşmakta ve zamanımın tadını çıkarmakta özgürdüm. Bu benim için harika bir teklif gibi görünüyordu ve müdür bey oldukça cana yakındı.

Kendisine internet sorunumu anlattığımda ve yemek de verip vermeyeceklerini sorduğumda bana olabilecek en misafirperver cevabı verdi. Hemen ofisine birini çağırdı ve “Furkan bizim özel misafirimiz, lütfen ona her şey dahil bandı ve eksiksiz internet erişimi sağlayın” dedi. Bununla da kalmadı; bana o gece özel restoranlarının açık olacağını söyledi ve beni oraya davet etti (normalde misafirler için ekstra ücrete tabidir bu tarz restoranlar). Bay Namazi daha sonra bana otellerinde kalmanın keyfini çıkarmamı söyledi ve beni ilk Mısır kahvaltıma yönlendirdi. Bir günde her şey değişmişti ve yolculuk nihayet başlayabilirdi.

Oteldeki yaşam

Kahvaltı

İlk Mısır kahvaltım

Biraz Ful (Fasulye) ve Mısır ekmeği yedikten sonra video projesi üzerinde çalışmaya başlamaya hazırdım. Personel beni çekim yapmamı istedikleri yerlere ve odalara yönlendirdi. Temelde tüm ekipmanım olan küçük GoPro’mu kaptım ve video çekmeye başladım. Çekim yapmak uzun sürmedi ve birkaç saat sonra elimde düzenlemeye hazır bir sürü görüntü vardı. Ayrıca oldukça nazik bireyler olan birkaç çalışanla da tanıştım.

Daha sonra odamda biraz dinlendim ve içinde bulunduğum durumun ciddiyetini fark ettim. Birkaç video çekerek Mısır’ın ortasında lüks bir otelde bedava mı kalacaktım? Her neyse, hava güzel olduğu için hemen özel plaja indim, şansıma boştu. Çok fazla yüzemedim çünkü hala Mart ayındaydık ve su baya soğuktu.

Süslü yemekler

O günün ilerleyen saatlerinde Namazi Bey’in beni davet ettiği lüks restorana gittim. Bu tarz yerlerden pek hoşlanmam, dolayısıyla bu benim için tamamen yeni bir deneyim olacaktı. Akşam saatinde gittim ve masalardan birine oturdum. Sadece bir aile daha vardı ve muhtemelen bu adamın burada tek başına ne yaptığını merak ediyorlardı. Kendimi filmlerdeki lüks mekanlara tek başına giden kötü adam gibi hissettim. Kola bir şarap bardağında servis edildi ve oldukça güzel bir tatlı vardı. Kendimi neyin içine soktuğum konusunda hâlâ kafam karışıktı ama bu kesinlikle yeni bir maceraydı.

Bir kişi için çok fazla ekmek

Hurgada’yı Keşfetmek

Bomboş şehir

Ertesi gün Hurgada’yı biraz daha keşfetmek için dışarı çıktım. Namazi Bey bana bir taksi ayarladı (tabii ki ücretsiz), ne adam ama. Sonra şehir merkezine bırakıldım, ki size söyleyeyim, hiçbir şey yoktu. Neredeyse hiç insan yoktu ve mağazalar vb. için doğru düzgün bir cadde bile yoktu. Şaşırdım çünkü bana Mısır’ın genel olarak kaotik olduğunu söylemişlerdi. İnsan bir avm diker en azından. Her neyse, sokaklarda dolaştım, bir gün önce plajda ayağımı kestiğim için yara bandı aldım ve ardından sim kartımla ilgili bir sorunu çözdüm. Bazı dil engelleri olmasına rağmen, yerel halk baya yardımcı oldu.

Taksi macerası

Yapacak pek bir şey olmadığını anladıktan sonra, büyük olan yerel camiye gitmeyi planladım. Sokağa indim ve bir taksi gelene kadar bekledim. İlk taksi şoförü hiç İngilizce bilmiyordu ama adama El Mina Mescidi’ne gitmek istediğimi açıkladıktan sonra beni anladı. Birkaç temel Arapça terim öğrenmiştim, bu yüzden ona yolculuğun ne kadar tutacağını önceden sordum. Yanlış hatırlamıyorsam bana 50 Mısır Poundu, yani yaklaşık 2,5 Euro tutacağını söylemişti. Ben de teklifi kabul ettim ve camiye doğru yola çıktık.

Yolda şoförle sohbet etmeye çalıştım ama pek işe yaramadı. Hristiyan olduğu ortaya çıktı ve bana Hurgada’da çok sayıda Hristiyan ve çeşitli dinlere mensup kişiler olduğunu söyledi ki bu çok enteresandı. Vardığımızda ben camiide işimi bitirene kadar beklemeyi teklif etti. Ben de bu teklifi kabul ettim çünkü başka bir taksi beklemek istemedim. Sonuç olarak ne olacağı hakkında henüz hiçbir fikrim yoktu.

Hurgada Camisi

Şüpheli giriş

Hurgada, Mısır’daki El Mina Mescidi

Camiye girdiğimde uzaktan boş görünüyordu, ancak emin olmak için yaklaşmam gerekiyordu. Bu arada yanımda kameram vardı ve bu cami de dahil olmak üzere şehrin bazı önemli noktalarını çekiyordum. Elimde GoPro ile girişe yaklaştım ve mescidin önünde iki kişi vardı. Biri temizlikçi, diğeri ise güvenlik görevlisi gibi görünüyordu. Bana şüpheyle bakıyorlardı, ben de Selamun Aleyküm diye aynı tarafta olduğumuzu belirtmek istedim. Nerede abdest alabileceğimi sorduğumda, adamlardan biri ihtiyatlı bir şekilde beni arka tarafa yönlendirdi.

Bana bu kadar büyük bir camide abdest alanı gibi görünmeyen küçük bir arka oda gösterdi. Şaşkındım ama bu fırsatı bulduğum için yineden şükretmek gerekiyordu, adam dışarıda beni bekledi. Ardından tüm gezinin en eğlenceli olayı meydana geldi. Döndüğümde adamın telefonuna baktığını fark ettim, sanki bana bir şey gösterecekmiş gibi…

Müslüman mısın? Elhamdülillah

Camiinin ön tarafına dönmek üzere bana Yasin Suresi’nin ilk sayfasını telefonundan göstererek okumamı istedi. Şüphelendiklerini biliyordum ama cidden bu kadarını beklememiştim? İlk birkaç ayeti okuduktan sonra nihayet bana inandı. Durumdan dolayı kısa bir kahkaha attık ve aniden herkes rahatlamıştı. Ama adamı gerçekten suçlayamam; muhtemelen bu kutsal yerleri istismar eden insanlar var. Neyse, sonunda içeri girmeme izin verildi, ya da ben öyle sanıyordum. Temizlikci bana içerideki caminin onarım nedeniyle kapalı olduğunu söyledi.

Hurgada’daki turist tuzakları

Yaklaşık 20 dakika sonra arabaya döndüğümde taksi şoförünün hâlâ beni beklediğini gördüm. Arabaya bindim ve geldiğimiz yere geri döndük çünkü otel transferi tarafından alınacaktım. Neredeyse vardığımızda, şoföre vermek üzere nakit parayı hazırladım. Adam beni beklediği için, ücretin tek gidiş ve dönüş artı küçük bir bahşiş düşünmüştüm. Birdenbire anlaştığımız miktarın beş katını talep etti. Yer mi anadolu çocuğu. İsteksizdim ama yine de beklediği için ona normalde vereceğimden biraz daha fazlasını verdim. Otel transferi beni bekliyordu, arabaya bindim ve öylece gün sona erdi.

Kızıldeniz’de Sörf

Meşhur Kızıldeniz

Ertesi gün ise sorunsuz geçti. Zor iş zaten halledilmişti çünkü daha önce birkaç videoyu çekmiştim. Şimdi tek yapmam gereken klipleri düzenlemek ve birleştirmekti. Bundan sonra, Hurgada’daki son günümde tüm zamanımı kendime ayırabildim. Sabah spor salonuna gittim ve daha sonra tekrar sahile döndüm, ancak bu sefer farklı bir nedenle…

Bir gün önce sörf kursu olduğunu gösteren bazı tabelalar görmüştüm ve yeni şeyler yapmaktan keyif alan biri olarak bu kesinlikle listemdeydi. Sahilde sağa döndüm ve küçük bir kulübede dalgıç kıyafeti giymiş birinin bazı insanlara nasıl sörf yapılacağını öğrettiğini gördüm. Sonunda dost olduk ve ona burada ne yaptığımı söyledim. Otel tarafından istihdam edilen harici bir sörf antrenörü olduğu ortaya çıktı. Yani sponsor bulamadığım tek şey buydu. Koç son derece kibar göründüğü ve fiyatı makul olduğu için bunu yapmaya razı oldum. Kıyafetlerimi değiştirmemi söyledi ve bana da bir dalış kıyafeti verdi.

Sörf yapmak zordur

Dalış kıyafetini giydim ve macera içinde macera için hazırlandım. Sörf tahtası üzerinde durma talimatı ile başladık ve bubile hiç kolay değildi. Ben kesinlikle denge antrenmanları için yaratılmamışım. Biraz zaman ve muazzam talimatlardan sonra işleri çözdüm. Daha sonra, sörf tahtasını itmek için rüzgârı kullanmak üzere kaymayı nasıl kullanacağımı öğrendim. Bir başka zor görev, ama sonunda kıyıdan gittikçe daha uzakta sörf yapabildim. İşlem sırasında birkaç kez Kızıldeniz’e düştüm, bu tatsızdı ama kesinlikle deneyime değerdi. Keşke bu sporda düzgün bir şekilde ustalaşmak için daha fazla zamanım olsaydı. Ama bu son sörf hikayem olmayacaktı…

10/10 tavsiye ederim

Not: Beni ağırladıkları için Sea Star Beau Rivage Hotel‘e ve harika bir insan olduğu için Bay Namazi’ye özel teşekkürler. Ayrıca, efsane sörf eğitmenim Abdallah’a da burdan selamlar.

0 Yorum

    Yorum Bırak